Sülük tedavisi, yüzyıllardır geleneksel tıpta farklı hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Sülükle tedavi anlamına gelen hirudoterapi yöntemi, Mısır uygarlığından başlayarak Hindistan, Babil, Romalı filozof Galen, Mezopotamyalılar, Yunanlılar, Maya ve Aztekler gibi eski uygarlıklarda da kullanılmıştır. 1800'lü yıllarda Fransa'da hastanelerde sülük tedavisi uygulanmaya başlandı. Günümüzde ise Almanya, İsviçre, Rusya, İngiltere, Hollanda, Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri gibi birçok ülkede tıbbi tedaviye destek amaçlı olarak kullanılmaktadır. 1884 yılında sülük tükürüğünden, kanın pıhtılaşmasını önleyen hirudin adlı bir madde keşfedilmiştir. Bu keşif, sülük tedavisinde devrim niteliği taşımıştır ve plastik cerrahi, mikro cerrahi gibi alanlarda kullanılmaya başlanmıştır.
ülük tedavisi, hirudin adlı maddenin yanı sıra, sülüklerin tükürüğünde bulunan diğer enzimler ve bileşenlerin de işlevi ile birlikte çalışmasına dayanır. Bu enzimler arasında, hirudin dışında hirudinin antagonisti olarak bilinen hirudinin antagonisti proteinleri, fibrinolitik enzimler, trombokinaz, plazmin, hirustatik enzimler, interferon gibi enzimler bulunur. Bu enzimlerin etkileri, kan pıhtılaşmasını önler, trombosit agregasyonunu azaltır, kan akımını arttırır ve inflamasyonu azaltır.
Sülük tedavisi, özellikle varis, hemoroid, eklem romatizmaları, yumuşak doku romatizmaları, sivilce, iktidarsızlık, cinsel güç arttırıcı etkide (afrodizyak), üreme organı rahatsızlıkları ve kısırlık, epilepsi çeşitleri, felç, kısmi felç, göz tansiyonu (glokom) ve buna bağlı görme kayıpları, migren, yüksek tansiyon, tiroid şişmanlık, hormonal bozukluklar ve buna bağlı şişmanlık, astım, yanık vakaları, iyileşmeyen yaralar, ameliyat izleri, cilt hastalıkları gibi birçok hastalıkta etkili olabilir. Ayrıca, sülük tedavisi, ortopedi ve rekonstrüktif cerrahi kapsamında, koruyucu (preventif) tıp alanında da kullanılabilir.
Yüzyıllar boyu birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan kadim toprakların olduğu Anadolu, farklı kültürlerin beşiği olmuştur. Hirudoterapi yöntemi diğer ismiyle tıbbi sülük tedavisi de farklı kültürlerin hastalıklarında kullandığı geleneksel yöntemlerden birisi olmuştur. Sülük tedavisi ilk kez Anadolu’nun bilinen eski uygarlıklarından birisi olan İyonya’da, M.Ö. 200’lü yıllarda bugün İzmir’de bulunan Kolofon’da yaşayan Nicader tarafından kullanılmıştır.
yüzyıla gelindiğinde İbn-i Sina’nın yazdığı El Kanun Fi’t-Tıbb eserinde birçok hastalığın tedavisinde sülüğün kullanılacağını ve uygulama yöntemleriyle ilgili önemli bilgiler paylaşmıştır. İbn-i Sina’nın yazmış olduğu bu eser uzun zaman Avrupa’nın birçok üniversitesinde ders kitabı olarak okutulmuştur.
yüzyılda Anadolu’nun yetiştirdiği ünlü Türk cerrah Sabuncuoğlu Şerafettin, fasd, hacamat gibi geleneksel tıbbın yanında sülük tedavisini de kullanmış. Hepsini kapsayan Cerrahiyye-i İlaniyye isim eseriyle dünya cerrahine güzel bir eser kazanmıştır.
Tıbbi sülük uygulaması günümüzde hala geleneksel bir iyileştirme yöntemi olarak kullanılmaya devam etmektedir. Ülkemizde Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nce 27 Ekim 2014 tarihli ve 29158 sayılı Resmî Gazetede “Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği” yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve bu yönetmelikle sülük tedavisi ilgili düzenlemeler de yer almaktadır. (Geleneksel, Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği, 2014)
Kanın pıhtılaşmasını engelleyici (Hirudin )
Pıhtılaşmasını engelleyici (Antiagregan)
Oluşmuş pıhtıyı eritici (Fibrinolitik)
Cinsel güç arttırıcı(Afrodizyak)
Ağrı kesici (Analjezik-Antiromatizmal)
Mikrop öldürücü (Antibakteriyel)
Tansiyon dengeleyici (Antihipertansif)
Kas gevşetici (Miyorelaksan)
Bağışıklık sistemini düzenleyici (İmmun modulatör)
Stres giderici (Anksiyolitik) etkilere sahiptir.
Ayrıca “Nörotrofik” etkiyle sinir hücreleri ve liflerinin tamir edilmesini hızlandırır.
Tıbbi Sülüğün güçlü antioksidan etkisi nedeniyle Koruyucu (Preventif) Tıpta da kullanımından bahsetmek gerekir. Yılda bir defa yapılan Sülük Tedavisi, o yıl içinde enfeksiyonlar başta olmak üzere birçok hastalığa karşı koruyucu etki göstermektedir.
Mikro cerrahide ve plastik cerrahide kullanımı yaygınlaşan bu hayvanlar özellikle mikro cerrahi uzmanlarınca “maden “ olarak tasvir edilirler.
• Hirudin
• Destabilase
• Hirustasin
• Bdellins
• Hyaluronidase
• Tryptase inhibitor
• Eglins
• Factor Xa inhibitor
• Complement inhibitors
• Carboxypeptidase A inhibitors
• Histaminelike substances
• Acetylcholine
• Anesthetics subsctance
Ayrıca sülüğün salyası bakterilere karşı koyucu antibakteriyel özelliğe sahiptir. Hirudoterapi, bir çok hastalığın tedavisinde etkili olduğu kanıtlanmıştır.
Hirudoterapi’ nin 5-10 seans arasında 5-12 arası sülük tedavisi uygulandığı ve iyi sonuçlar alındığı klinik bilgilerle kaydedilmiştir.
Dünya üzerinde yer alan farklı ülkelerde kullanılan sülük tedavisinin Kullanıldığı rahatsızlıklar aşağıda yer almaktadır.
İnflamatuvar durumlar
Migren ve gerilim baş ağrıları
Baş dönmesi, kulak çınlaması ve menier hastalığı
Fibromyalji ve huzursuz bacak sendromu
Dejeneratif sinir sistemi hastalıkları (MS, ALS, Parkinson hastalığı ve felçler)
Plastik ve rekonstrüktif cerrahi
Kardiyovasküler hastalıklar
Pasif konjesyon
Hipertansiyon
Tromboflebit, tromboz, variköz ven ve emboli
Hemoroid
Hematom
Omurganın ağrılı sendromları
Artoz, osteoartrit, periartrit ve romatoid artrit
Katarakt, glokom, travmatik yaralanma ve inflamasyon gibi göz hastalıkları
Gingivit, paradontit ve gingival ödem gibi diş hastalıkları
Dermatit, psöriasis ve kronik ülser gibi cilt hastalıkları
Astım ve akut rinofarenjit gibi solunum yolu hastalıkları
Erkek ve kadın infertilitesi
Endometriosis ve mastit benzeri kadın hastalıkları
Depresyon
Kozmetoloji
Kardiyoloji
Pnömoloji
Gastroenteroloji
Endokrinoloji
Jinekoloji
Üroloji
Göz
İmmünoloji
Ve Diğerleri
• Kanın pıhtılaşmasını önler
• Pıhtıların çözülmesini sağlar
• Hipoksi ‘yi düzenler
• Kan’daki oksijen miktarını arttırır
• Düşük tansiyon (normale çevirir)
• Yüksek tansiyon düzenler
• İltihaplı yaraların tedavi sürecini hızlandırır
• Damarlardaki kan dolaşımını düzenler
• Yağların eritilmesini sağlar
• Nabız, sinir ve kasları düzenler
• Genel refleksi düzenler
• Damar duvarlarını düzenler
• Antibakteriyel koruyucudur
• Bağışıklık sistemini güçlendirir
➢ Varise iyi gelir,
➢ Kulak çınlamasına iyi gelir,
➢ Göz hastalıklarına iyi gelir,
➢ Diş eti iltihaplarına iyi gelir,
➢ Ciltteki kırmızılıkları giderir,
➢ Kalp krizi geçirme riskini azaltır,
➢ Kireçlenmeyi büyük oranda azaltır,
➢ Alzheimer gibi akıl hastalıklarına şifadır,
➢ Kan dolaşımını hızlandırma etkisi vardır,
➢ Hem zihinsel hem fiziksel olarak rahatlatır,
➢ Hücrelerin yenilenmesine yardımcı olur,
➢ Vücutta bulunan enfeksiyon ve iltihabı giderir,
➢ Beyin hücrelerini canlandırır böylelikle sinir hücrelerine iyi gelir,
➢ Ağrılı bölgelerdeki ağrıların azalmasını hatta bitmesini sağlar,
➢ Kan akışı ve beyin fonksiyonlarına iyi geldiği için cinsel gücü de arttırır.
Sülükler, 15 binden fazla üyesi olan kan emerek beslenen halkalı solucan grubundan, helmintlerin Annelida şubesinin Hirudinea sınıfında yer almaktadır. Bu sınıfta deniz, tatlı su ve karasal sülükler bulunmaktadır. Tıbbi uygulamalarda en sık kullanılan sülükler Hirudo Mecidinalis ve Hirudo Verbana’dır.
Boyları 20 cm’e kadar ulaşmaktadır. Sülüklerin ağızlarının etrafından bulunan vantuz ve 100’den fazla dişi olan çenesi sayesinde kanı iyi bir şekilde emmektedir. Sülüğün dişleri arasında salyanın salgılandığı küçük ağızlar vardır. Salgılanan salyanın içinde bulunan anestezik, histamin benzeri maddeler tedavi edici etkiye sahiptir. Sülük tedavisinde genellikle 5 ila 12 adet arası tıbbi sülük kullanılmaktadır.
Sülük, ağırlığının 10 katına kadar kan emebilir. Emdiği kan miktarı 5-15 ml arasında değişkenlik gösterir. Sülüğün ısırdığı yer “Y” şeklinde olur ve 2-24 saat arası kan sızıntısı devam edebilir. Sülüğün tedavisi, emdiği kan miktarıyla değil ısırdıktan sonra devam eden kan miktarıyla ilgili olabilir.