Sülük Tedavisi

Yüzyıllar Boyunca Sülük Tedavisi

 Dünya’da Sülük Tedavisi

Sülük tedavisi, geleneksel tıpta yüzyıllardır farklı hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Sülükle tedavi anlamına gelen hirudoterapi yönteminin bilinen en eski tarihi 1.500’lü yıllarda Mısır uygarlığında bulunan duvar resimlerinde görülür.

O dönemlerin doğal tedavi yöntemi olarak kullanılan sülük tedavisi, kan almada en doğru yöntem olarak hastalarda kullanılmıştır. Sülük tedavisine dair ilk yazılı kaynaklar ise M.Ö. 600’lü yıllarda Hindistan’da bulunur. Benzer yazılı kaynaklar M.Ö. 15. yüzyılda Babil’de de görülmektedir.

Romalı filozof Galen, insan vücudunun dengeli çalışması için sülük tedavisini kullanmıştır. Eski uygarlıklardan Mezopotamyalılar, Yunanlılar, Maya ve Aztek’lerin de sülük tedavisi kullandığı bilinmektedir. Daha yakın tarihe gelecek olursak 1800’lü yıllarda Fransızlar, hastanelerinde sülük tedavisini uygulayan ülkelerin arasındadır.

Almanya, İsviçre, Rusya, İngiltere, Hollanda, Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) gibi birçok ülkedeki klinik ve hastanelerde tıbbi tedaviye destek amaçlı yaygın olarak kullanılmaktadır. ABD, Almanya, Fransa ve Rusya gibi ülkelerde sülük üretim çiftlikleri kurulmuş. Bu sayede neslinin tükenmesinin de önüne geçilmiştir.

1884’te Haycraft tarafından sülükten bulunan tükürük salgısında, kanın pıhtılaşmasının önleyen bir maddenin keşfedilmiş ve bu keşif sülük tedavisinde devrim niteliği taşımaktadır. Daha sonraları bulunan bu maddeye hirudin adı verilir ve tıbbi sülük tedavisi plastik cerrahi alanında kullanılmaya başlanır. Özellikle kopan uzvun yerine dikilmesinde ve flep cerrahisinde kullanılarak modern tıbbın yanında destekleyici tedavi olarak sülük tedavisi yerini almıştır.

Bu önemli gelişmenin ardından sülük tedavisiyle ulaşılan başarıların sayısı arttığı görülmüştür ve 2004 yılıyla birlikte ABD İlaç ve Gıda Dairesi (Food and Drug Authority of USA‐FDA) sülüklerin ülke içerisinde satışına izin vermiş ve genel amaçlar, plastik cerrahi ve mikro cerrahide kullanımına onay vermiştir.

Sülükler pis kan ve ölü deriyle beslenen birçok hastalıkta yararı görülmüş şifa sebebi hayvanlardır. Üstelik sülükler antik çağlardan beri tıpta ve tedavilerde yer alıyor.

    • “Hayvanların doktoru” olarak veya Anadolu’da “kara hekim” ve yine Tatar Türklerinde “dualı hayvan” gibi isimlerle anılan tıbbi sülük, eski İngilizce’deki “leace”, yani “tabip” kelimesinden de türetilerek Hirudoterapi veya Leech Therapy olarak batı literatüründe yerini almış ve son 50 yılda pek çok araştırmaya konu edilmiştir.
    • Alman Sağlık Kanunu’nun 2. ve 4. maddelerine göre tıbbi sülük “hazır bir ilaç” olarak kabul edilmiş olup, pek çok hastalığın tedavisinde mucizevi sonuçlar veren bir sağlık enstrümanı olarak aktif bir şekilde kullanılmaktadır.

 

Hadis-i şerifte şifa kaynağı olarak gösterilen ve batı literatüründe de yerini alan sülükle tedavi (hirudoterapi), bir çok hastalığın tedavisinde mucizevi sonuçlar veriyor. Varisten diyabetik yaralara, yüz felcine kadar bir çok hastalık için faydalıdırlar.

Anadolu Coğrafyasında Sülük Tedavisi

Yüzyıllar boyu birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan kadim toprakların olduğu Anadolu, farklı kültürlerin beşiği olmuştur. Hirudoterapi yöntemi diğer ismiyle tıbbi sülük tedavisi de farklı kültürlerin hastalıklarında kullandığı geleneksel yöntemlerden birisi olmuştur. Sülük tedavisi ilk kez Anadolu’nun bilinen eski uygarlıklarından birisi olan İyonya’da, M.Ö. 200’lü yıllarda bugün İzmir’de bulunan Kolofon’da yaşayan Nicader tarafından kullanılmıştır.

  1. yüzyıla gelindiğinde İbn-i Sina’nın yazdığı El Kanun Fi’t-Tıbb eserinde birçok hastalığın tedavisinde sülüğün kullanılacağını ve uygulama yöntemleriyle ilgili önemli bilgiler paylaşmıştır. İbn-i Sina’nın yazmış olduğu bu eser uzun zaman Avrupa’nın birçok üniversitesinde ders kitabı olarak okutulmuştur.
  2. yüzyılda Anadolu’nun yetiştirdiği ünlü Türk cerrah Sabuncuoğlu Şerafettin, fasd, hacamat gibi geleneksel tıbbın yanında sülük tedavisini de kullanmış. Hepsini kapsayan Cerrahiyye-i İlaniyye isim eseriyle dünya cerrahine güzel bir eser kazanmıştır.

Tıbbi sülük uygulaması günümüzde hala geleneksel bir iyileştirme yöntemi olarak kullanılmaya devam etmektedir. Ülkemizde Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nce 27 Ekim 2014 tarihli ve 29158 sayılı Resmî Gazetede “Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği” yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve bu yönetmelikle sülük tedavisi ilgili düzenlemeler de yer almaktadır. (Geleneksel, Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği, 2014)

SÜLÜĞÜN SALGILADIĞI ENZİMLERDEN BAZILARI

  • Kanın pıhtılaşmasını engelleyici (Hirudin )
  • Pıhtılaşmasını engelleyici (Antiagregan)
  • Oluşmuş pıhtıyı eritici (Fibrinolitik)
  • Cinsel güç arttırıcı(Afrodizyak)
  • Ağrı kesici (Analjezik-Antiromatizmal)
  • Mikrop öldürücü (Antibakteriyel)
  • Tansiyon dengeleyici (Antihipertansif)
  • Kas gevşetici (Miyorelaksan)
  • Bağışıklık sistemini düzenleyici (İmmun modulatör)
  • Stres giderici (Anksiyolitik) etkilere sahiptir.

Ayrıca “Nörotrofik” etkiyle sinir hücreleri ve liflerinin tamir edilmesini hızlandırır.

Tıbbi Sülüğün güçlü antioksidan etkisi nedeniyle Koruyucu (Preventif) Tıpta da kullanımından bahsetmek gerekir. Yılda bir defa yapılan Sülük Tedavisi, o yıl içinde enfeksiyonlar başta olmak üzere birçok hastalığa karşı koruyucu etki göstermektedir.

Mikro cerrahide ve plastik cerrahide kullanımı yaygınlaşan bu hayvanlar özellikle mikro cerrahi uzmanlarınca “maden “ olarak tasvir edilirler.

Tıbbi Sülüğün Salyası şu maddeleri içerir ;

• Hirudin
• Destabilase
• Hirustasin
• Bdellins
• Hyaluronidase
• Tryptase inhibitor
• Eglins
• Factor Xa inhibitor
• Complement inhibitors
• Carboxypeptidase A inhibitors
• Histaminelike substances
• Acetylcholine
• Anesthetics subsctance

Ayrıca sülüğün salyası bakterilere karşı koyucu antibakteriyel özelliğe sahiptir. Hirudoterapi, bir çok hastalığın tedavisinde etkili olduğu kanıtlanmıştır.
Hirudoterapi’ nin 5-10 seans arasında 5-12 arası sülük tedavisi uygulandığı ve iyi sonuçlar alındığı klinik bilgilerle kaydedilmiştir.

Tıbbi Sülük Tedavisinin Uygulandığı Rahatsızlıklar

Dünya üzerinde yer alan farklı ülkelerde kullanılan sülük tedavisinin Kullanıldığı rahatsızlıklar aşağıda yer almaktadır.

 

  • İnflamatuvar durumlar
  • Migren ve gerilim baş ağrıları
  • Baş dönmesi, kulak çınlaması ve menier hastalığı
  • Fibromyalji ve huzursuz bacak sendromu
  • Dejeneratif sinir sistemi hastalıkları (MS, ALS, Parkinson hastalığı ve felçler)
  • Plastik ve rekonstrüktif cerrahi
  • Kardiyovasküler hastalıklar
  • Pasif konjesyon
  • Hipertansiyon
  • Tromboflebit, tromboz, variköz ven ve emboli
  • Hemoroid
  • Hematom
  • Omurganın ağrılı sendromları
  • Artoz, osteoartrit, periartrit ve romatoid artrit
  • Katarakt, glokom, travmatik yaralanma ve inflamasyon gibi göz hastalıkları
  • Gingivit, paradontit ve gingival ödem gibi diş hastalıkları
  • Dermatit, psöriasis ve kronik ülser gibi cilt hastalıkları
  • Astım ve akut rinofarenjit gibi solunum yolu hastalıkları
  • Erkek ve kadın infertilitesi
  • Endometriosis ve mastit benzeri kadın hastalıkları
  • Depresyon
  • Tıbbi Sülük Tedavisinin Uygulandığı Alanlar
  • Kozmetoloji
  •  Kardiyoloji
  • Pnömoloji
  • Gastroenteroloji
  • Endokrinoloji
  •  Jinekoloji
  • Üroloji
  • Göz
  • İmmünoloji
  • Ve Diğerleri

Tıbbi Sülüğün insan organizmasındaki temel etkileri;
• Kanın pıhtılaşmasını önler
• Pıhtıların çözülmesini sağlar
• Hipoksi ‘yi düzenler
• Kan’daki oksijen miktarını arttırır
• Düşük tansiyon (normale çevirir)
• Yüksek tansiyon düzenler
• İltihaplı yaraların tedavi sürecini hızlandırır
• Damarlardaki kan dolaşımını düzenler
• Yağların eritilmesini sağlar
• Nabız, sinir ve kasları düzenler
• Genel refleksi düzenler
• Damar duvarlarını düzenler
• Antibakteriyel koruyucudur
• Bağışıklık sistemini güçlendirir

Ve Dahası…

➢ Varise iyi gelir,
➢ Kulak çınlamasına iyi gelir,
➢ Göz hastalıklarına iyi gelir,
➢ Diş eti iltihaplarına iyi gelir,
➢ Ciltteki kırmızılıkları giderir,
➢ Kalp krizi geçirme riskini azaltır,
➢ Kireçlenmeyi büyük oranda azaltır,
➢ Alzheimer gibi akıl hastalıklarına şifadır,
➢ Kan dolaşımını hızlandırma etkisi vardır,
➢ Hem zihinsel hem fiziksel olarak rahatlatır,
➢ Hücrelerin yenilenmesine yardımcı olur,
➢ Vücutta bulunan enfeksiyon ve iltihabı giderir,
➢ Beyin hücrelerini canlandırır böylelikle sinir hücrelerine iyi gelir,
➢ Ağrılı bölgelerdeki ağrıların azalmasını hatta bitmesini sağlar,
➢ Kan akışı ve beyin fonksiyonlarına iyi geldiği için cinsel gücü de arttırır.

 Genel Anlamda Hangi Hasatalıklarda Kullanılıyor?

  • Sülük tedavisinin çok başarılı olduğu sayısız hastalık vardır. Bunların bir kısmını başlıklar halinde sıralayalım:
  • Varisler, venöz yetmezlikler.
  • Diyabetik ayak yaraları, damar tıkanıklıkları.
  • Fibromialji, kas yaralanmaları, tendinitler.
  • Romatoid artrit, ankilozan spondilit gibi romatizmal hastalıklar.
  • Diz kireçlenmeleri ve diğer eklem kireçlenmeleri.
  • Bazı göz hastalıkları (Üveit, Behçet hastalığı, Makulopatiler, Sarı nokta, Diabetik retinopati, Hipertansif retinopati, Retinitis pigmentoza, Optik atrofi ve göz sinir zedelenmeleri).
  • Muhtelif kalp ve damar hastalıkları.
  • Migren, kulak çınlamaları.
  • Nörodejenaratif sinir sistemi hastalıkları (Epilepsi, otistik çocuklar, MS denilen multipl skleroz, motor nöron hastalıkları).
  • Yüz felci ve diğer felçler.

Hasta ve yara şekilleri ne olursa olsun Tıbbi Sülükler doğal iç güdüleri ve vücutlarında barındırdıkları enzimleri birleştirerek uyguladıkları tedavilerde aklınıza gelebilecek bir çok vakada başarılı sonuçlar elde etmektedirler.

  • Miğren ve her türlü Baş Ağrısı, Göz hastalıkları
  • İktidarsızlık, Cinsel güç arttırıcı etki ( Afrodizyak )
  • Üreme organı rahatsızlıkları ve Kısırlık
  • Varis
  • Sivilce, İrin, Egzema, Sedef
  • Epilepsi çeşitleri
  • Kulak hastalıkları
  • Yüksek tansiyon
  • Romatizmal hastalıklar
  • Kalp ve Damar hastalıkları
  • Felç, Kısmi felç
  • Kollestrol
  • Troid ‘e bağlı şişmanlık
  • Hormonel bozukluklar ve buna bağlı şişmanlık
  • Astım ve Bronşial hastalıklar
  • Kangren, Yanık vakaları,
  • Hemoroid (Bagsur), İyileşmeyen yaralar ve Ameliyat izleri Ve daha bir çok hastalıkta kullanılmaktadır…

Sülüklerin Genel Özellikleri

Sülükler, 15 binden fazla üyesi olan kan emerek beslenen halkalı solucan grubundan, helmintlerin Annelida şubesinin Hirudinea sınıfında yer almaktadır. Bu sınıfta deniz, tatlı su ve karasal sülükler bulunmaktadır. Tıbbi uygulamalarda en sık kullanılan sülükler Hirudo Mecidinalis ve Hirudo Verbana’dır.

Boyları 20 cm’e kadar ulaşmaktadır. Sülüklerin ağızlarının etrafından bulunan vantuz ve 100’den fazla dişi olan çenesi sayesinde kanı iyi bir şekilde emmektedir. Sülüğün dişleri arasında salyanın salgılandığı küçük ağızlar vardır. Salgılanan salyanın içinde bulunan anestezik, histamin benzeri maddeler tedavi edici etkiye sahiptir. Sülük tedavisinde genellikle 5 ila 12 adet arası tıbbi sülük kullanılmaktadır.

Sülük, ağırlığının 10 katına kadar kan emebilir. Emdiği kan miktarı 5-15 ml arasında değişkenlik gösterir. Sülüğün ısırdığı yer “Y” şeklinde olur ve 2-24 saat arası kan sızıntısı devam edebilir. Sülüğün tedavisi, emdiği kan miktarıyla değil ısırdıktan sonra devam eden kan miktarıyla ilgili olabilir.

Sülük Tedavisi Uygulama Yöntemleri

Hasta sülük tedavisine gelmeden önce cildinde kimyasal uygulama (cilt kremi, makyaj malzemesi ve kolonya vb) olmamalı ve parfüm kullanmamalıdır. Cildin temiz olması gerekir. Tıbbi sülük tedavisine başlamadan önce hastanın korkularıyla ilgili ayrıntılı bir görüşme yapılması gerekir. Hastanın sorularına açık ve net bilgiler verilerek hastada oluşacak anksiyete düzeyi azaltılmış olunur. Hastaya sülük tedavisi hakkında bilgi veren bir onam formu verilir ve hastanın formu okuyup imzalayarak tedaviye onay vermesi istenir. Sülük tedavisine onay veren hastadan daha sonra tedaviye uygun olup olmadığına dair testler yapılmalıdır. Testlerin sonuçlarının temiz çıkmasıyla birlikte sülük tedavisine başlanır.

Hirudoterapi yöntemi yani sülük tedavisi uygulamasında steril koşullar sağlanmalıdır. Sülük uygulanacak bölge, ılık su ve pamuk ile iyice temizlenmelidir. Sülüğün temiz alana yapışması için temiz alanın çevresi spançlarla kapatılır. Sülüğün yapışmasını istenilen alan belirlendikten sonra sülük bulunduğu kaptan forseps yardımıyla çıkartılıp bölgeye konulur. Tedavi esnasında hastaya 5 ila 12 tıbbi sülük uygulanır.

Sülük tedavisi 20 ila 60 dakika arası sürmektedir. Sülük yapıştırıldığı yerden 60 dakika geçmesine rağmen ayrılmaz ise sirke veya salin solisyonu ile ayrılması sağlanır. Tıbbi sülüğü yapıştığı bölgeden çekerek çıkartılmaması gerekir. Aksi takdirde sülük direnç göstererek yapıştığı alanda kalır ve alanda enfeksiyon oluşmasına yol açabilir. Sülükten salınan biyoaktif maddeler sayesinde ısırılan bölgede sızıntı şeklinde kanamalar devam eder. Sülük tedavisinde hasta ağrı yaşamaz ve ısırılan bölgede iz kalmaz. Tedavi için sülükler, tıbbî atık poşetlerine yerleştirilir ve. %70’lik alkollü solüsyon konularak imha edilir. Tedavi boyunca hastada oluşacak herhangi bir reaksiyona karşı gözetim altında bulunması gerekir.

DİKKAT! BİR SÜLÜK SADECE BİR DEFA KULLANILIR

Aslında tıbbi sülük tedavisinin daha pek çok hastalıkta kullanım alanı vardır. O nedenle kullanılmadığı hastalıkları sıralamak belki daha doğru olacaktır. Kansızlıklarda, hemofili gibi kan pıhtılaşma problemlerinde, aktif kanamalı hastalarda, kan sulandırıcı ilaç kullananlarda, gebelikte ve emzirme dönemlerinde sülük tedavisi uygulanamaz. Yine herkesin şunu çok iyi bilmesi gerekir ki bir sülük sadece bir defa kullanılır ve hastalar arasında sülük alışverişi asla yapılamaz. Ayrıca bu konuda hijyenik kurallara itinayla dikkat edilmelidir.
Şu hadis-i şerifi de asla unutmamalıyız: “SÜLÜK TEDAVİSİ BİR ŞİFA KAYNAĞIDIR.” Bu hadis-i şerifin kaynakları da şunlardır: 1- Nihaye 3/290; Harbi 3/1217, 1221; Kübra 9/346; E.Davud Merasil s.182; F.Kadir 3/495; E.Nuaym vr.35b 72a.; İ.Ebi Şeybe 6/424. 2- Bağdadi s.83-84. 3- Kayyim s.354-55.

TÜRKİYE’DE KAYNAK ÇOK ANCAK KULLANIM YETERSİZ

Almanya’da 300’ü aşkın tıbbi sülük tedavi merkezi bulunmaktadır. Belçika, Fransa, Finlandiya, Hollanda, Rusya, Kanada, Amerika ve daha pek çok ülkede de sadece insanların değil aynı zamanda veteriner hekimliğin de uygulama alanı içindedir. Dünya sülük ihracatının çok önemli bir ülkesi Türkiye’dir, ancak tıp fakültelerinde doğal tıp dersleri bulunmaması nedeniyle maalesef bu mucizevi tedavi henüz ülkemiz hekimlerinin gündeminde layık olduğu yere gelememiştir. Kaynak : Kozmik Yaşam Dergisi, İstanbul, 2009

Sülük tedavisinde Uygulanması sakıncalı olan hastalıklar var mı ?

Sülük tedavisi uygulamasında dikkat edilmesi gereken noktaların başında hastanın anemi (kansızlık) sorununun olmaması, kanı sulandırıcı ilaç kullanmıyor olması, pıhtılaşmaya engel bir hastalığının bulunmaması ve vücudunda aktif bir kanama odağının bulunmaması son bir ay içinde mide-barsak kanaması gibi bir hastalık geçirilmiş olması, cerrahi işlemlerin öncesi ve sonrası Ayrıca diyalize girmekte olan hastaların vital bulguları çok değişken olduğundan Sülük Tedavisi uygulanmaz. Gebelerde ve emziren annelerde, kontrolsüz diyabet hastalığı veya kalp yetmezliği olanlarda da sülük tedavisi uygulanmaz.

Sülük Tedavisinin Uygulanmasında Sakınca Bulunan Alanlar

Hirudoterapi yöntemi diğer ismiyle sülük tedavisi öncesinde hastanın, sağlık durumuyla ilgili detaylı testler yapılması ve iyi bir muayeneden geçirilmesi gerekir çünkü sülük tedavisi tüm hastalıklarda kullanıma uygun değildir. Aşağıdaki sağlık sorunu yaşayan hastalarda sülük tedavisi uygulanmaz.

  • Mutlak hemofili
  • Anemi
  • Lösemi
  • Hipotoni
  • Hamilelik
  • Sülük salgısının aktif içeriğine alerjisi olanlarda
  • İmmün supresyon varlığında

Sülük Tedavisinden Sonra Uygulanacak Bakım Yöntemleri

Sülük tedavisi sonrası hastada kanama kaşıntı, morarma ve halsizlikler görülebilinir. Hastaya bu durumların olacağının bilgisi verilmesi gerekir. Kaşınan yerini çabuk iyileşmesi için bölgeyi kaşımamak gerektiği hastaya söylenmelidir. Bacaklarda ödem oluşması durumunda bacakların yükseltilerek hastanın dinlenebileceği belirtilmelidir. Sülük tedavisinin uygulandığı alanlar oluşacak travmalardan korumalıdır. Tedavi sonrası alkol almaması gerektiği hastaya söylenmelidir. Hastada tedaviden 24 saat sonra ılık duş alabilir. Herhangi bir rahatsızlıkta hastanın mutlaka doktora başvurması belirtilmelidir.

Tedaviden sonra nelere dikkat etmem gerekir ?

Tedaviden sonra hastanın istirahat etmesi, çok sıcak yada çok soğuk ortamlardan kaçınması, kanı sulandırıcı ilaç kullanmaması ve bol sıvı alması gerekmektedir.

Write a comment
SCROLL UP